English - Turkish
Definition of other similar devices, such as squat toilets, as in japan or the middle east in English Turkish dictionary
- toilet
- hela
- toilet
- {i} helâ
- toilet
- {i} tuvalet
Tom Mary'in markette biraz diş macunu ve biraz tuvalet kağıdı almasını istedi.
-Tom asked Mary to pick up some toothpaste and some toilet paper at the supermarket.
Biz tuvaletleri az önce temizledik.
-We've just cleaned the toilets.
- toilet
- (isim) tuvalet, helâ, makyaj, süslenme
- toilet
- yıkanma
- toilet
- hacet yeri
- toilet
- yıkanıp giyinip taranma işi
- toilet
- taranma işi
- toilet
- memişhane
- toilet
- yüznumara
- toilet
- giyim kuşam
- toilet
- çekidüzen
- toilet
- {i} makyaj
- toilet
- (Tıp) Aptes veya idrar etme için kullanılan yer, aptesane, tuvalet
- toilet
- {i} tuvalet, apteshane, ayakyolu, hela
- toilet
- toilet paper tuvalet kâğıdı
- toilet
- {i} klozet, alafranga hela taşı; hela taşı, alaturka hela
- toilet
- toilet table tuvalet masası
- toilet
- toilet room banyo ve tuvalet odası
- toilet
- toilet powder yüz pudrası
Related Terms
English - English
Definition of other similar devices, such as squat toilets, as in japan or the middle east in English English dictionary
- toilet
other similar devices, such as squat toilets, as in japan or the middle east
Hyphenation
oth·er si·mi·lar devices, such as squat toilets, as in ja·pan or the mid·dle eastPronunciation
Resimler
Favorites