English - Turkish
Definition of one who learns, student, pupil in English Turkish dictionary
- learner
- şakirt
- learner
- bir şeyi öğrenmekte olan kimse
- learner
- öğrenici
Sevgili dil öğrenicisi, bir gün, uluslararası sesletim derneği çizelgelerini tetkik etmekten vazgeçmelisin ve insanları dinlemeye başlamalısın.
-Someday, dear language learner, you must stop poring over IPA charts and start listening to people.
Tom bir yavaş öğrenici.
-Tom is a slow learner.
- learner
- öğrenci
Sen hızlı bir öğrencisin.
-You are a fast learner.
Tom sadece öğrencisinin iznini aldı.
-Tom just got his learner's permit.
- learner
- ögrenici
- learner
- acemi
- learner
- öğrenen kimse
- learner
- öğrenmekte olan kimse
Related Terms
English - English
Definition of one who learns, student, pupil in English English dictionary
- {i} learner
one who learns, student, pupil
Hyphenation
one who learns, student, pu·pilPronunciation
Resimler
History
Favorites