English - Turkish
Definition of of choose in English Turkish dictionary
- chose
- mesele
- chose
- seç
Sonunda diğer kedi yavrusunu seçti.
-In the end she chose another kitten.
Her şahıs, doğrudan doğruya veya serbestçe seçilmiş temsilciler vasıtasıyla, memleketin kamu işleri yönetimine katılmak hakkını haizdir.
-Everyone has the right to take part in the government of his country, directly or through freely chosen representatives.
- chose
- sorun
Ben sorunu görmezden gelmeyi seçtim.
-I chose to ignore the problem.
- chose
- f., bak. choose
- chose
- karar ver/yeğle/seç
- chose
- olay
- chose
- chose in possession malikin elinde bulunan menkul eşya
- chose
- mal
- chose
- olan
- chose
- şahsi eşya
- chose
- şahsi eşya veyachose in action alacak
- chose
- şey
Değiştirebileceğimiz bazı şeyler vardır fakat seçeceğimiz değil.
-There are some things we could've change, but we chose not to.
Seçtiğim şeyin beni ilgilendirmediğini anladım.
-I realized that what I had chosen didn't really interest me.
Related Terms
English - English
Definition of of choose in English English dictionary
- chose
of choose
Turkish pronunciation
ıv çuzPronunciation
/əv ˈʧo͞oz/ /əv ˈʧuːz/
Resimler
Videos
... If they choose to, they can share their history with us. ...
... be most important and it is up to you whether like that student in my seminar, you choose ...
History
Favorites