not genial, not pleasant; disagreeable, nasty

listen to the pronunciation of not genial, not pleasant; disagreeable, nasty
English - Turkish

Definition of not genial, not pleasant; disagreeable, nasty in English Turkish dictionary

unpleasant
hoşa gitmeyen
unpleasant
{s} hoş olmayan

Bu meyvenin hoş olmayan bir kokusu var. - This fruit has an unpleasant smell.

Hoş olmayan bir haber aldım. - I got an unpleasant news.

unpleasant
nahoş

O bu tür görüşü nahoş bulur. - He finds this kind of opinion unpleasant.

unpleasant
{s} tatsız

Başkalarının hayatını tatsız yapmadan hayatından zevk almalısın. - You should enjoy your life without making others' lives unpleasant.

Bayan Jones çoğunlukla telefonda kocasının sekreterine karşı tatsız davranır. - Mrs. Jones is often unpleasant to her husband's secretary over the phone.

unpleasant
antipatik

Kız kardeşinle çok antipatik olma, Tom. - Don't be so unpleasant with your sister, Tom.

unpleasant
fena
unpleasant
kaba
unpleasant
{s} sıkıcı
unpleasant
unpleasantnessnahoşluk
unpleasant
unpleasantlynahoşça
unpleasant
{s} çirkin
unpleasant
tatsızlık
English - English
{s} unpleasant
not genial, not pleasant; disagreeable, nasty
Favorites