not fresh, moldy, spoiled; musty; trite, hackneyed; tired, weary

listen to the pronunciation of not fresh, moldy, spoiled; musty; trite, hackneyed; tired, weary
English - Turkish

Definition of not fresh, moldy, spoiled; musty; trite, hackneyed; tired, weary in English Turkish dictionary

stale
Bayat

O ekmek bayatlamaya başladı. - That bread has started to go stale.

Bu patlamış mısırların tadı bayat. Ne zaman yapıldıklarını merak ediyorum. - This popcorn tastes stale. I wonder when it was popped.

stale
çiş (at, sığır)
stale
yatkın
stale
(sıfat) bayat, bozuk, eskimiş, tükenmiş, bitkin, yorgun, vadesi geçmiş
stale
{s} yorgun
stale
yıpranmış/bayat
stale
işemek
stale
stalenessbayatlık
stale
yıpranmış
stale
adi
stale
{f} eskimek
stale
{f} bozulmak
stale
{s} tükenmiş
stale
at veya sığır sidiği veya kaşanmas
stale
{s} bitkin
stale
sidik at
stale
çiş at
stale
bayağılaştırmak
stale
tazeliğini gidermek
English - English
{s} stale
not fresh, moldy, spoiled; musty; trite, hackneyed; tired, weary
Favorites