next to; at the side of

listen to the pronunciation of next to; at the side of
English - Turkish

Definition of next to; at the side of in English Turkish dictionary

beside
yanında

Partide Jack ve Mary'nin yanındaki kimdi? - Who was at the party beside Jack and Mary?

Anne bebeğinin yanında yatakta yatıyordu. - The mother lay beside her baby on the bed.

beside
{e} yanına

O onun yanına diz çöktü ve onun adının ne olduğunu sordu. - She knelt beside him and asked him what his name was.

Tom Mary'nin yanına oturdu. - Tom sat down beside Mary.

beside
{e} dışında

Tom ve Mary'nin dışında odada hiç kimse yoktu. - There was no one in the room besides Tom and Mary.

Tom'un dışında birinin o işi almayı istemesi pek olası değil. - It's unlikely that anyone besides Tom would consider taking that job.

beside
beside oneself kendinden geçmiş çılgınş beside the mark söz dışı
beside
{e} kıyasla
beside
{e} nazaran
beside
munasebeti olmayanş
beside
yanyana
beside
beside göre/yakın
beside
-e nazaran
beside
bitişiğinde
beside
oranla
beside
yanma
beside
-in yanında
beside
{e} başka

Mary'nin İsa dışında başka çocukları var mı? - Did Mary have any other children besides Jesus?

Futbol dışında başka hiçbir hobim yoktur. - I don't have any other hobbies besides football.

English - English
beside