She wondered where Sam was and what he was doing.
- Sam'in nerede olduğunu ve ne yaptığını merak etti.
I wondered if I could do such a thing.
- Öyle bir şeyi yapabilip yapamayacağımı merak ettim.
Tom can't help wondering whether he would have been better off if he had gone to college.
- Tom üniversiteye gitseydi daha varlıklı olup olmayacağını merak etmekten kendini alamıyor.
I know you're probably wondering why I'm here.
- Neden burada olduğumu muhtemelen merak ettiğini biliyorum.
That's something people wonder about.
- Bu, insanların hakkında merak ettiği bir şey.