make easier; calm, soothe; free, release (from pain, etc.); loosen

listen to the pronunciation of make easier; calm, soothe; free, release (from pain, etc.); loosen
English - Turkish

Definition of make easier; calm, soothe; free, release (from pain, etc.); loosen in English Turkish dictionary

ease
rahat

Onun tebessümü onu rahatlattı. - His smile put her at ease.

Çince konuştuğumda içim rahat hissetmeye başlıyorum. - I'm beginning to feel at ease when I speak in Chinese.

ease
{i} kolaylık

Soruyu kolaylıkla yanıtlaması bizi şaşırttı. - The ease with which he answered the question surprised us.

O kolaylıkla yarışı kazandı. - He won the race with ease.

ease
{i} dinme
ease
{f} dikkatle yerleştirmek
ease
{i} konfor
ease
kolaylıkla

O çapraz bulmacayı kolaylıkla çözdü. - He did the crossword with ease.

Ben problemi kolaylıkla çözmene şaşırdım. - I'm amazed by the ease with which you solve the problem.

ease
genişlik
ease
gönence
ease
refah
ease
yatıştırmak
ease
dindirmek

Tom'un acısını dindirmek istiyorum. - I'd like to ease Tom's pain.

Sadece ağrıyı dindirmek için bana bir şey ver. - Just give me something to ease the pain.

ease
yumuşamak
ease
huzur

Onun huzursuz olduğunu hemen anladım. - I saw at once that he was ill at ease.

Tom huzursuz hissetti. - Tom felt ill at ease.

ease
gevşetmek
ease
dikkatle hareket ettirmek
ease
{i} rahat, sıkıntısızlık
ease
{f} rahat ettirmek, sıkıntıdan kurtarmak
English - English
{f} ease
make easier; calm, soothe; free, release (from pain, etc.); loosen
Favorites