leaving for

listen to the pronunciation of leaving for
English - Turkish
için ayrılıyorum
leaving
{i} ayrılma

En kısa sürede buradan ayrılmalıyız. - We should lose no time in leaving here.

Tom erken ayrılması için gayet iyi bir nedeni vardı. - Tom had a perfectly good reason for leaving early.

leaving
(Bilgisayar) çıkılıyor
leaving
{i} artık
leaving
{f} ayrıl

O, üç gün içinde ayrılıyor. - He is leaving in three days.

Yakında ayrılıyor olacağız. - We'll soon be leaving.

leaving
terkederek
leaving
bırakıp
leave for
He has left for India. Hindistan'a hareket etti
leaving
{i} bırakma

Son defa fincanı baş aşağı bırakma fikri neydi? - What was the idea of leaving the cup upside down last time?

Tom bir iz bırakmadan ortadan kayboldu. - Tom disappeared without leaving a trace.

leaving
{i} terketme

Tom'un şu ana kadar karısını terketmeyi düşündüğünden şüpheliyim. - I doubt that Tom would ever consider leaving his wife.

Yağmur çiselemeye başladığında, evi terketmek üzereydim. - I was on the point of leaving home when a light rain started to fall.

English - English
leaving for

    Hyphenation

    lea·ving for

    Turkish pronunciation

    livîng fôr

    Pronunciation

    /ˈlēvəɴɢ ˈfôr/ /ˈliːvɪŋ ˈfɔːr/
Favorites