lasting, enduring, perpetual; regular; fixed, invariable

listen to the pronunciation of lasting, enduring, perpetual; regular; fixed, invariable
English - Turkish

Definition of lasting, enduring, perpetual; regular; fixed, invariable in English Turkish dictionary

permanent
{s} daimi

Tom'un hiçbir daimi adresi yok. - Tom has no permanent address.

Daimi barış, illüzyondan başka bir şey değildir. - Permanent peace is nothing but an illusion.

permanent
{s} kalıcı

Lütfen bana kalıcı adresinizi verin. - Please give me your permanent address.

Bayan Brown, o uygun şekilde yemek yemezse, kalıcı kilolu olacağı konusunda Beth'i uyardı. - Mrs. Brown warned Beth that if she didn't eat properly she would be permanently overweight.

permanent
sebat
permanent
daima
permanent
her zaman için
permanent
sürekli

Süreklilik ekstra bir maliyettir. - A permanent is extra.

Adam, gümüş solüsyonu içtikten sonra sürekli olarak mavileşti. - The man turned permanently blue after he drank the silver solution.

permanent
perma
permanent
permanentlysürekli olarak
permanent
(İnşaat) daimi, sabit
permanent
{s} kalıcı, daimi; sürekli, devamlı: permanent scar kalıcı iz. permanent solution kalıcı çözüm. permanent chairman daimi başkan. permanent job
permanent
devam
permanent
aynı halde veya vasıfta kalan
permanent
{s} baki
permanent
(sıfat) daimi, devamlı, sürekli, kalıcı, baki, sabit, değişmez
permanent
permanent press ütü istemez
permanent
ondule permanence
permanent
bozulmayan
English - English
{s} permanent
lasting, enduring, perpetual; regular; fixed, invariable
Favorites