Turkish - English
Definition of kraliyet in Turkish English dictionary
- {i} kingdom
- royal
The courtier was enjoying great royal favor.
-Saray büyük kraliyet lehinde eğleniyordu.
The royal jewels are kept under lock and key.
-Kraliyet mücevherleri kilit ve anahtara bağlı tutulur.
- royalty
- regina
- kraliyet mavisi
- Royal blue
- kraliyet ailesi
- royalty
- kraliyet ailesi
- royal family
- kraliyet ailesinden kimse
- royal
- kraliyet asası
- scepter
- kraliyet asası
- sceptre [Brit.]
- kraliyet avukatı
- silk
- kraliyet avukatının cüppesi
- silk gown
- kraliyet bütçesi
- civil list
- kraliyet danışma meclisi
- privy council
- kraliyet davalarının yapıldığı salon
- (westminster) star chamber
- kraliyet donanması kadın hizmetlisi
- wren
- kraliyet hukuk görevlisi
- (ıng.) solicitor general
- kraliyet mührü
- privy seal
- kraliyet mülkü
- royalty
- kraliyet onayı
- royal assent
- kraliyet soyundan
- born in the purple
- kraliyet soyundan
- purple
- kraliyet soyundan gelen prens
- prince of the blood
- kraliyet, krallık
- kingdom; kingship; royal
- Kanada Kraliyet Atlı Polisi
- (Askeri) Royal Canadian Mounted Police
- anjou kraliyet ailesinden kimse
- Angevin
- ingiliz kraliyet gemisi
- (Askeri) his/her majesty's ship
- İngiliz Kraliyet Hava Kuvvetleri
- (Askeri) Royal Air Force (UK)
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of kraliyet in Turkish Turkish dictionary
- Krallık
kraliyet
Hyphenation
kra·li·yetPronunciation
Resimler
History
Favorites