kibritler

listen to the pronunciation of kibritler
Turkish - English
matches

You shouldn't play with matches. - Kibritlerle oynamamalısın.

Tom knows better than to play with matches. - Tom'un kibritlerle oynamayacak kadar aklı var.

third-person singular of match
plural of match
kibrit
match

Life is as a box of matches. Treating it cautiously is foolish, not treating it cautiously is dangerous. - Yaşam bir kutu kibrit gibidir. Dikkatli davranırsan aptallıktır. Dikkatli davranmazsan tehlikelidir.

Tom knows better than to play with matches. - Tom'un kibritlerle oynamayacak kadar aklı var.

kibrit
safety match
kibrit
friction match
kibrit
(friction or safety) match
kibrit
lucifer match
kibrit
formerly sulfur
kibrit
spunk
Turkish - Turkish

Definition of kibritler in Turkish Turkish dictionary

Kibrit
çalma
Kibrit
ispirte
Kibrit
eza
Kibrit
evza
Kibrit
yakar
Kibrit
çakmaksız
KİBRİT
(Osmanlı Dönemi) Kükürt
KİBRİT
(Osmanlı Dönemi) Kırmızı, yakut, altun
KİBRİT
(Osmanlı Dönemi) Ucu kibritlenmiş yakacak madde
kibrit
Eczalı bir ucu sürtünme sonucu yanabilecek birleşimde olan küçük tahta veya karton parçası: "Arada bir parlayıp sönen kibrit ışıklarında bağıra bağıra sövüp sayan erkekler..."- R. N. Güntekin. İçinde kibrit çöplerini bulunduran küçük kutu
kibrit
İçinde kibrit çöplerini bulunduran küçük kutu
kibrit
Eczalı bir ucu sürtünme sonucu yanabilecek birleşimde olan küçük tahta veya karton parçası
kibrit
Kükürt