keli

listen to the pronunciation of keli
Turkish - English
kelly
United States circus clown (1898-1979)
United States dancer who performed in many musical films (1912-1996) United States film actress who retired when she married into the royal family of Monaco (1928-1982) United States circus clown (1898-1979)
United States dancer who performed in many musical films (1912-1996)
United States film actress who retired when she married into the royal family of Monaco (1928-1982)
{i} type of hat for men
kel
{s} bald

Tom kept his hat on to hide his baldness. - Tom kelliğini gizlemek için şapkasını çıkarmadı.

There's no cure for baldness. - Kelliğin tedavisi yoktur.

keli görünmek/açılmak
for a fault in someone to become evident
keli körü toplamak
to assemble a band of incompetents
keli kızmak
(for a calm person) to lose his temper
kel
ringworm
kel
polled
Kel
follicly challenged
Kel
follically challenged
kel
favus, ringworm (especially on the scalp)
kel
hairless
kel
bald; bare; bald spot; ringworm
kel
bald spot
kel
coot
kel
bare, denuded (of leaves or vegetation)
kel
scabby
kel
baldhead
kel
baldpate
kel
(Anatomi) favus
Turkish - Turkish
üzerinde suların birikemeyeceği yüzeysel eğim
Aşı yapmak için alınan filiz
Sınır, tarla sınırı
Kel
keleş
Kel
(Osmanlı Dönemi) SA'FE
Kel
yağır
kel
Kalıtıma bağlı olarak veya yaşlılık sebebiyle saçları dökülmüş olan. Çıplak (doğa), yaprakları dökülmüş (bitki): "Yükselip alçalıyor, kel tepelerin etrafını dönüyordu."- S. F. Abasıyanık
kel
Gelişmemiş, cılız (bitki). İçinde az eşya bulunan
kel
İçinde az eşya bulunan
kel
çıplak doğa
kel
Gelişmemiş, cılız
kel
Abidin Dino'nun 2. Dünya Savaşı sırasında Mecitözü'nde sürgündeyken yazdığı ve daha sonra Adana'da yayınladığı tiyatro oyunu
kel
Vücudun kıllı yerlerinde üreyen bir tür mantarın, kılların dökülmesine yol açtığı bulaşıcı bir hastalık
kel
Kalıtıma bağlı olarak veya yaşlılık sebebiyle saçları dökülmüş olan
kel
Çıplak, (bitki için) yaprakları dökülmüş
kel
Bu hastalığa tutularak saçı dökülmüş olan (kimse)
kel
Dişi hindi
keli
Favorites