The sea bottom is still unexplored.
- Deniz dibi hala keşfedilmemiş.
The Sagittarius and Perseus Arms of the galaxy remained unexplored for thousands of years.
- Galaksinin Yay ve Kahraman kolları binlerce yıl keşfedilmemiş olarak kaldı.
We're in uncharted territory here.
- Biz burada keşfedilmemiş bölgedeyiz.
An intellectual is a person who has discovered something more interesting than sex.
- Bir aydın, seksten daha ilginç bir şey keşfetmiş bir kişidir.
He discovered a new star.
- Yeni bir yıldız keşfetti.
Hunting, underwater diving, fishing and exploring are among his interests.
- Avcılık, sualtı dalış, balıkçılık ve keşfetme onun ilgi alanları arasındadır.
The Europeans began exploring the Americas in the late 15th century.
- Avrupalılar, Amerikaları 15. yüzyıl sonunda keşfetmeye başladılar.
He wants to explore the uninhabited island.
- O, ıssız ada keşfetmek istiyor.
The explorers discovered a skeleton in the cave.
- Araştırmacılar mağarada bir iskelet keşfettiler.