juice; gravy; a seasoned dish; a delicacy

English - Turkish

Definition of juice; gravy; a seasoned dish; a delicacy in English Turkish dictionary

Related Terms

sew

{f} dikiş dikmek

Yalnız hasta dikiş dikmekten zevk alıyor. - The lonely patient derives pleasure from sewing.

Bu yalnız hasta dikiş dikmekten zevk alır. - This lonely patient takes pleasure from sewing.

sew

dikmek

Bunu dikmek birkaç saatimi aldı. - It took me several hours to sew it.

Odada dikiş dikmek için yeterli ışık yok. - There's not enough light in this room for sewing.

sew

dik

Tom'un eskiden uyuduğu odada bir dikiş makinesi ve bir ütü masası var. - There is a sewing machine and an ironing board in the room where Tom used to sleep.

Annem bana dikiş makinesini verdi. - My mother gave me her sewing machine.

sew

halletmek

sew

sew on üzerine dikmek

sew

sew dik

sew

dikerek iliştirmek

sew

başarmak

English - English

Definition of juice; gravy; a seasoned dish; a delicacy in English English dictionary

sew

Hyphenation

juice; gravy; a seasoned dish; a del·i·ca·cy