izsiz

listen to the pronunciation of izsiz
English - English

Definition of izsiz in English English dictionary

iz
2-letter shorthand for Iraq
iz
(v) 3rd person singular form of the verb "to be"
Turkish - Turkish

Definition of izsiz in Turkish Turkish dictionary

iz
Bir şeyin geçtiği veya önce bulunduğu yerde bıraktığı belirti, nişan, alamet: "Nihayet bir dönemeçte izlerin sahibini gördüm."- S. F. Abasıyanık
iz
Bir olay, bir durum veya yaşayıştan geride kalan belirti, eser
iz
Bir şeyin dokunmasıyla geride kalan belirti
iz
Bir şeyin geçtiği veya önce bulunduğu yerde bıraktığı belirti, nişan, alâmet
iz
Bir düzlemin başka bir düzlemle veya bir doğru ile kesişmesinden doğan ara kesit
iz
Bir şeyin dokunmasıyla geride kalan belirti: "Yüzünde birtakım diş ve tırnak izleri vardı."- Y. K. Karaosmanoğlu
iz
Bir olay veya bir durumdan geride kalan belirti, ip ucu, emare
iz
Yeşim Ustaoğlu'nun bir filmi(1993)
iz
Nişan
iz
Bir olay veya bir durumdan geride kalan belirti
İZ
(Osmanlı Dönemi) (İZİN) "Hem, vakt, yevm, hîn" gibi kelimelerden sonra ek olarak kullanılır. Meselâ: Hîneizin: O vakit ki. Yevmeizin: O gün ki, kelimelerinde olduğu gibi
İZ
(Osmanlı Dönemi) Mâzi fiillerinden evvel "iz" gelirse: İzküntü muallimen: Muallim olduğum zaman mânasına geliyor. (iz) Yazılmasa mânası, muallim idim olur
İz
(Osmanlı Dönemi)
İz
çığır
İz
(Osmanlı Dönemi) KÜVR
İz
yer
İz
cızık
izsiz
Favorites