intoxicated; drunk

listen to the pronunciation of intoxicated; drunk
English - Turkish

Definition of intoxicated; drunk in English Turkish dictionary

tight
tedariki güç
tight
sıkı gerilmiş kesat
tight
zorluk çeken
boiled
haşlanmak
crocked
(Argo) kafası dumanlı
crocked
(Argo) çakırkeyif
tight
zor elde edilir
tight
kısmık
crocked
sarhoş
tight
(pul) zor elde edilir
tight
sıkı

Ben koşuya gitmeden önce ayakkabılarımı her zaman sıkı bağlarım. - I always tie my shoes tightly before I go jogging.

O, elimi kavradı ve onu sıkıca tuttu. - She took hold of my hand and held it tightly.

boiled
Kaynatılmış, kaynamış
boiled
kaynat

Tom kuyu suyunu kaynattı böylece o içmesi güvenli olacaktı. - Tom boiled the well water so it would be safe to drink.

Tom biraz su kaynattı. - Tom boiled some water.

boiled
{s} kaynamış

Kaynamış bir yumurtanın kabuğunu temiz bir şekilde nasıl çıkarırsın? Bir çeşit hile var mı? - How do you take off the shell of a boiled egg cleanly? Is there some sort of trick?

Öğle yemeği için biraz ekmek ve bir kaynamış yumurta yedim. - I ate some bread and a boiled egg for lunch.

boiled
{s} haşlanmış

Kahvaltı için haşlanmış bir yumurta istiyor musunuz? - Do you want a boiled egg for breakfast?

Her gün kahvaltıda haşlanmış yumurta yerim. - I have a boiled egg for breakfast every day.

tight
dili müşkül
tight
{s} sızdırmaz
tight
{s} kısa ve özlü
English - English
boiled
crocked
tight