immediately, right now; all at once, all together, at the same time

listen to the pronunciation of immediately, right now; all at once, all together, at the same time
English - Turkish

Definition of immediately, right now; all at once, all together, at the same time in English Turkish dictionary

at once
hemen

Biz hemen başlamalıyız. - We must start at once.

Bari hemen başlayalım. - We may as well start at once.

at once
derhal

Derhal işimize başlayalım. - Let's begin our work at once.

Derhal bir diş hekimi ile görüşsen iyi olur. - You'd better see a dentist at once.

at once
defaten
at once
anide

Aniden bir silah sesi duyduk. - All at once we heard a shot.

Aniden gökyüzü karardı ve yağmur başladı. - All at once the sky became dark and it started to rain.

at once
hemencecik
at once
ani olarak
at once
şıp diye
at once
aynı zamanda

Aynı zamanda iki şeyi yapamazsın. - You can't do two things at once.

at once
akabinde
at once
bir defada

Bütün çamaşırımı bir defada yıkayabilir miyim? - May I wash all my laundry at once?

Sibirya Demiryolu, dünyadaki bir defada en uzun ve en iyi bilinen demiryoludur. - The Siberian Railway is at once the longest and best known railway in the world.

at once
birden

Birdenbire, o konuştu. - All at once, he spoke out.

Onlar hepsi birden gülmeye başladılar. - All at once they began to laugh.

at once
aniden

Aniden bir silah sesi duyduk. - All at once we heard a shot.

Aniden bir feryat duydum. - All at once, I heard a cry.

at once
aynı anda

Aynı anda kaç tane iş yapabilirsin? - How many jobs can you do at once?

İki şeyi aynı anda yapamam. - I can't do two things at once.

at once
birdenbire

Bu birdenbire olmadı. - It didn't happen all at once.

Birdenbire, o konuştu. - All at once, he spoke out.

at once
hep bir ağızdan
English - English
at once
immediately, right now; all at once, all together, at the same time
Favorites