i̇çtenlikle

listen to the pronunciation of i̇çtenlikle
Turkish - English

Definition of i̇çtenlikle in Turkish English dictionary

içtenlikle
sincerely

I sincerely apologize. - Ben içtenlikle özür diliyorum.

I sincerely hope not. - Ben içtenlikle ummuyorum.

içtenlikle
truly

I sincerely, truly believe that. - İçtenlikle, gerçekten ona inanıyorum.

içtenlikle
dear

Tom loved his children dearly. - Tom, çocuklarını içtenlikle seviyordu.

She is dearly loved by everybody. - O herkes tarafından içtenlikle sevilir.

içtenlikle
faithfully
içtenlikle
heartily
içtenlikle
dearly

Tom loved his children dearly. - Tom, çocuklarını içtenlikle seviyordu.

She loves her son dearly. - O, oğlunu içtenlikle seviyor.

içtenlikle
cordially

They greeted each other cordially. - Birbirlerini içtenlikle selamladılar.

içtenlikle
sincerely, frankly, truly, cordially
içtenlikle
frankly
içtenlikle
profoundly
içtenlikle
intimately
içtenlikle
sıncerely

I sincerely hope it won't come to that. - Ona ulaşmayacağını içtenlikle umut ediyorum.

I sincerely hope not. - Ben içtenlikle ummuyorum.

içtenlikle
heartwarmingly
içtenlikle selâmlamak
glad hand
Turkish - Turkish
samimiyetle
içtenlikle
İçten bir biçimde, samimiyetle
içtenlikle
İçten bir biçimde, samimiyetle: "İlkin fark ettirmeden ama sonra içtenlikle ilk siperlerinden uzaklaşırdı."- H. Taner
i̇çtenlikle
Favorites