Workers are taking a financial beating in the employment crisis.
- İşçiler iş krizinde mali yenilgi alıyorlar.
Many of the workers died of hunger.
- İşçilerin çoğu açlıktan öldüler.
Our employees are working around the clock to fix the damage caused by the ice storm.
- İşçilerimiz buz fırtınasının neden olduğu hasarı onarmak için gece gündüz çalışıyorlar.
The employees threatened to go on strike.
- İşçiler greve gitmekle tehdit etti.
They consider him their best employee.
- Onu en iyi işçileri olarak düşünüyorlar.
The outraged employee resigned at once.
- Çileden çıkan işçi derhal istifa etti.
General Motors laid off 76,000 workers.
- General Motors 76,000 işçisini işten çıkardı.
Many of the workers died of hunger.
- İşçilerin çoğu açlıktan öldüler.
I found him to be a good workman.
- Onu iyi bir işçi olarak buldum.
A bad workman always blames his tools.
- Kötü bir işçi her zaman aletlerini suçlar.
Many workers were trapped in the coal mine.
- Birçok işçi kömür madeninde mahsur kaldı.
It's important to unite as many workers as possible.
- Mümkün olduğunca çok sayıda işçiyi bir araya getirmek önemlidir.
The laborers are murmuring against their working conditions.
- İşçiler çalışma şartlarına karşı söyleniyorlar.
The laborers formed a human barricade.
- İşçiler bir insan barikatı kurdu.
He's a labourer on a riverboat.
- O bir nehir botunda bir işçidir.
He has skill in handwork.
- Onun el işçiliği becerisi vardır.
Tom is a real handyman.
- Tom gerçek bir becerikli işçi.
The workmen didn't go down into the mine that night.
- İşçiler o gece madene inmedi.
The workmen were climbing up and down the ladder.
- İşçiler merdivenden yukarı aşağı iniyorlardı.