içerir

listen to the pronunciation of içerir
Turkish - English
(Bilgisayar) contains

This book contains forty photographs. - Bu kitap kırk fotoğraf içerir.

This transparent liquid contains poison. - Bu saydam sıvı zehir içerir.

(Bilgisayar) includes

Biology includes many life sciences. - Biyoloji birçok yaşam bilimlerini içerir.

Paella often includes snails. - Paella çoğunlukla salyangoz içerir.

bunu içerir
(Bilgisayar) contains
içer
comprise
içer
{f} involved
içer
contain

His speech contained many fine phrases. - Konuşması birçok güzel cümle içeriyordu.

The dictionary contains about half a million words. - Sözlük, yaklaşık yarım milyon kelime içeriyor.

içer
involve

I'm sure there's an option that doesn't involve a bribe. - Rüşvet içermeyen bir seçenek olduğuna eminim.

Parenthood involves totalitarianism. - Ebeveynlik totaliterliği içerir.

içer
include

This amount includes tax. - Bu tutar vergi içermektedir.

Tom's duties include raking the leaves. - Tom'un görevleri yaprakları tırmıkla toplamayı içermektedir.

içer
{f} included

The exam included mathematics, physics and chemistry. - Sınav matematik, fizik ve kimyayı içeriyordu.

The shopping list included a gallon of milk. - Alışveriş listesi bir galon süt içeriyordu.

içer
comprising

The Kalmar Union, comprising Sweden, Denmark and Norway, broke apart in 1523. - İsveç, Danimarka ve Norveç'i içeren Kalmar Birliği, 1523'te ayrıldı.