Turkish - English
Definition of hisset in Turkish English dictionary
- {f} felt
She was very well before lunch, but felt sick afterward.
-O, öğle yemeğinden önce çok iyiydi, ama sonrasında hasta hissetti.
I felt the house shake a little. Didn't you?
-Ben evin biraz sallandığını hissettim, sen hissetmedin mi?
- {f} feeling
I was not feeling very hungry.
-Çok aç hissetmiyordum.
Feeling tired after his walk in the country, he took a nap.
-Kırsaldaki yürüyüşünden sonra yorgun hissettiği için şekerleme yaptı.
- {f} sensing
Sensing danger, he ran away.
-Tehlikeyi hissetti, kaçtı.
- {f} feel
Feeling tired after his walk in the country, he took a nap.
-Kırsaldaki yürüyüşünden sonra yorgun hissettiği için şekerleme yaptı.
I find it necessary to be able to say what I feel.
-Ne hissettiğimi söyleyebilmeyi gerekli buluyorum.
- kendini evinde hisset
- Make yourself feel at home
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of hisset in Turkish Turkish dictionary
- Cimrilik, pintilik
- Cimri
- HİSSET
- (Osmanlı Dönemi) Cimrilik. Bahillik. Tamahkârlık
- HİSSET
- (Osmanlı Dönemi) Alçaklık