hesitantly, unwillingly, aversely

listen to the pronunciation of hesitantly, unwillingly, aversely
English - Turkish

Definition of hesitantly, unwillingly, aversely in English Turkish dictionary

reluctantly
isteksiz olarak

Tom, Mary'nin trajik romanını isteksiz olarak yayınladı. - Tom reluctantly published Mary's tragic novel.

Onu görmeye isteksiz olarak gitti. - He reluctantly went to see her.

reluctantly
zoraki
reluctantly
isteksizce

Tom Mary'i isteksizce evine kabul etti. - Tom reluctantly let Mary into his house.

O isteksizce önerimi kabul etti. - He reluctantly agreed to my proposal.

reluctantly
üzülerek/gönülsüzce
reluctantly
ağırdan alarak
reluctantly
istemeden

O istemeden tek başına gitti. - She reluctantly went by herself.

reluctantly
gönülsüzce

Tom gönülsüzce kendi başına gitti. - Tom reluctantly went by himself.

Sami evliliği sona erdirmek için gönülsüzce onay verdi. - Sami reluctantly gave the OK to end the marriage.

reluctantly
z. istemeyerek, gönülsüzce; tereddüt içinde
English - English
reluctantly
hesitantly, unwillingly, aversely
Favorites