Tom heard a noise behind him and turned around.
- Tom arkasında bir ses duydu ve geriye döndü.
Chris risks falling behind in the science class.
- Chris fen dersinde geriye düşme riskinde.
Why is it easier to park the car backwards than forwards?
- Arabayı geriye doğru park etmek neden ileriye doğru park etmekten daha kolaydır?
Tom stumbled backwards.
- Tom geriye tökezledi.
In retrospect, Tom wishes he had spent more time studying.
- Geriye dönüp bakıldığında, Keşke Tom çalışarak daha fazla zaman harcasaydı.
In retrospect, that decision was a mistake.
- Geriye dönüp bakıldığında, o karar bir hataydı.
Tom is walking backwards.
- Tom geriye doğru yürüyor.
The dog walked backward.
- Köpek geriye doğru yürüdü.
The actress fell backward over the stage.
- Aktris, sahne üzerinde geriye düştü.
Sometimes we need to look back to know where we are going to.
- Nereye gittiğimizi bilmek için bazen geriye bakmalıyız.
I ate about half of it and left the rest on my plate.
- Yaklaşık onun yarısını yedim ve geriye kalanını tabağımda bıraktım.
Before I get out of bed, I spend a little time thinking about what I'll be doing the rest of the day.
- Yataktan çıkmadan önce günün geriye kalanında ne yapacağım hakkında düşünerek biraz zaman harcarım.
He turned around and looked back.
- Döndü ve geriye baktı.
She turned around when she heard his voice.
- Onun sesini duyduğunda geriye döndü.
He left Japan never to come back.
- O asla geri dönmemek üzere Japonya'dan ayrıldı.
He isn't back yet. He may have had an accident.
- O henüz geri gelmedi. Kaza geçirmiş olabilir.
Tom is walking backwards.
- Tom geriye doğru yürüyor.
Tom bends over backwards to please Mary.
- Tom Mary'yi memnun etmek için geriye doğru eğilir.
Tom is walking backwards.
- Tom geriye doğru yürüyor.
Tom took a step backward.
- Tom geriye doğru bir adım attı.
I don't tend to look back and regret what I've done.
- Bende geriye bakmak ve yaptıklarım için pişman olmak eğilimi yoktur.
Where are the rest of the files?
- Dosyaların geri kalanı nerede?
Do you want the rest of my sandwich?
- Benim sandviçin geri kalanını istiyor musunuz?
Tom always looks in the rearview mirror before he backs up.
- Tom her zaman geri gitmeden önce dikiz aynasına bakar.
Tom started the car and put it in reverse.
- Tom arabayı çalıştırdı ve onu geri vitese aldı.
The wood was kindled, the flames arose, and a mouldering heap of ashes was soon all that remained of Mrs Askew and her fellow martyrs.
- Koru yakıldı, alevler yükseldi, ve kısa sürede bayan Askew ve arkadaş şehitleriyle ilgili geriye kalan bütün şey dökülen bir küller yığınıydı.
Our company is going to be left behind too if we don't create an environment in which we can get instant Internet access.
- Acil internet girişi olan bir çevre yaratmazsak, bizim şirketimizde geride kalacak.
He's behind the times in his methods.
- O metotlarında zamanın gerisindedir.
Just how far back do you want to go?
- Sadece ne kadar geriye gitmek istiyorsun?
I want to go back to being a baby.
- Bir bebek olmak için geriye gitmek istiyorum.
Tom is walking backwards.
- Tom geriye doğru yürüyor.
The dog walked backward.
- Köpek geriye doğru yürüdü.
I'll be back in a wink.
- Kaşla göz arasında geri döneceğim.
Tom realized that he hadn't paid the bill, so he went back into the restaurant.
- Tom hesabı ödemediğini fark etti, bu yüzden restorana geri döndü.
The actress fell backward over the stage.
- Aktris, sahne üzerinde geriye düştü.
The dog walked backward.
- Köpek geriye doğru yürüdü.
Tom is walking backwards.
- Tom geriye doğru yürüyor.
Why is it easier to park the car backwards than forwards?
- Arabayı geriye doğru park etmek neden ileriye doğru park etmekten daha kolaydır?
In hindsight, this was a mistake.
- Geriye dönüp baktığımda, bu bir hataydı.
The clock is ten minutes slow.
- Saat on dakika geri kalmış.
That was because my watch was five minutes slow.
- Sebebi saatimin beş dakika geri kalmasıydı.
I think everyone looks back on their childhood with some regret.
- Bence herkes biraz pişmanlık ile kendi çocukluğuna geri bakar.
She will return within an hour.
- O bir saat içinde geri dönecektir.
I put the rest of your clothes in the laundry.
- Elbiselerinin geriye kalanını çamaşırhaneye koydum.
Please, remember those words for the rest of your life.
- Lütfen hayatınızın geriye kalanı için bu kelimeleri hatırlayın.