I'd like three twenties, six fives, and the rest in ones.
- Üç yirmilik, altı beşlik ve gerisini birlik istiyorum.
Let's hear the rest of the story.
- Hikayenin gerisini duyalım.
He came back before eight.
- Sekizden önce geri döndü.
He isn't back yet. He may have had an accident.
- O henüz geri gelmedi. Kaza geçirmiş olabilir.
My interest is in the future because I'm going to spend the rest of my life there.
- Merakım gelecekte çünkü hayatımın geri kalanını orada geçireceğim.
Please, remember those words for the rest of your life.
- Lütfen hayatınızın geriye kalanı için bu kelimeleri hatırlayın.
Tom always looks in the rearview mirror before he backs up.
- Tom her zaman geri gitmeden önce dikiz aynasına bakar.
Tom started the car and put it in reverse.
- Tom arabayı çalıştırdı ve onu geri vitese aldı.
Our company is going to be left behind too if we don't create an environment in which we can get instant Internet access.
- Acil internet girişi olan bir çevre yaratmazsak, bizim şirketimizde geride kalacak.
They decided to leave extra food behind.
- Ekstra yiyeceği geride bırakmaya karar verdiler.
I'll be back in a wink.
- Kaşla göz arasında geri döneceğim.
Tom is back in his office.
- Tom ofisine geri döndü.
Tom bends over backwards to please Mary.
- Tom Mary'yi memnun etmek için geriye doğru eğilir.
The actress fell backward over the stage.
- Aktris, sahne üzerinde geriye düştü.
Tom bends over backwards to please Mary.
- Tom Mary'yi memnun etmek için geriye doğru eğilir.
Tom stepped backwards.
- Tom geriye adım attı.
In hindsight, this was a mistake.
- Geriye dönüp baktığımda, bu bir hataydı.
This watch is ten minutes slow.
- Bu saat on dakika geridir.
As my watch was slow, I missed the special express.
- Saatim geri kaldığı için özel ekspresi kaçırdım.
I think everyone looks back on their childhood with some regret.
- Bence herkes biraz pişmanlık ile kendi çocukluğuna geri bakar.
She will return within an hour.
- O bir saat içinde geri dönecektir.