Turkish - English
Definition of freze in Turkish English dictionary
- countersink (for beveling a hole)
- spline
- milling machine
- cutter
- milling machine, miller; shaper
- fraise
- router
- culter
- moulders
- freze bıçak
- (Otomotiv) cutter blade
- freze bıçakları
- (Askeri) milling cutters
- freze makinesi
- shaping machine
- freze tezgahı
- planer
- freze yapma
- milling
- freze çakısı
- (Mekanik) milling cutter
- freze çakısı tutacağı
- (Mekanik) collet
- freze etm., frezelemek, havsa acmak
- ETM milling., cutters to open up if you hav
- freze bıçağı
- gear cutter
- freze bıçağı
- equalangle cutter
- freze bıçağı
- hob
- freze bıçağı
- milling cutter
- freze bıçağı tutucusu
- miller holder
- freze etmek
- rout up
- freze etmek
- rout out
- freze makinası
- milling machine
- freze makinesi
- milling machine, shaping machine
- freze oluklu geçme yapmak
- spline
- freze tezgâhı
- hog
- freze çarkı
- milling wheel
- parmak freze
- end-mill
- parmak freze
- (Mekanik) shank cutter
- parmak freze
- (Mekanik) end-mill cutter
- parmak freze
- end mill
- açı freze bıçağı
- angle cutter
- gezegen başlı freze tezgahı
- (Mekanik) planetary milling machine
- profil freze makinesi
- profile milling machine
- rotatif freze
- rotary cutter
- silindirik freze bıçağı
- (Mekanik) plain milling cutter
- testere freze
- fly cutter
- çifte freze
- straddle mill
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of freze in Turkish Turkish dictionary
- Tornacılıkta, bir deliğin ağzını genişletmeye yarayan çelik alet
- Frezeleme işinde kullanılan takım tezgâhı
- Bir delik ağzını genişletmek için kullanılan hızlı döner burgu
freze
Hyphenation
fre·zePronunciation
Resimler
History
Favorites