faizsiz

listen to the pronunciation of faizsiz
Turkish - English
flat
passive
interest-free; (bank account) which does not yield interest
interest-free
(Ticaret) interest free
faiz
interest

Falling interest rates have stimulated the automobile market. - Düşen faiz oranları otomobil pazarını canlandırdı.

The government will provide interest-free loans to firms that participate in the program. - Hükümet programa katılan firmalara faizsiz kredi sağlayacak.

faiz
usury
faiz
(Latin) usurae
faiz
return
faiz
in faizi compound interest
faiz
flat
Turkish - Turkish
Faizi olmayan (para)
Faizi olmayan
FAİZ
(Hukuk) Alacaklının borçlusundan istemeye hakkı olduğu karşılık, faiz asıl alacağa bağlı ikincil bir haktır
FAİZ
(Osmanlı Dönemi) (Fevz. den) Dilediğine eren. Başaran. Korktuğundan kurtulan. Üstün gelen. Necat bulan
FAİZ
(Osmanlı Dönemi) Kapının üstündeki eşik
Faiz
repo
Faiz
(Osmanlı Dönemi) NEMA
Faiz
getiri
Fâiz
(Osmanlı Dönemi) RİBH
faiz
Kapının üst eşiği
faiz
ödünç verilen paraya karşılık alınan kâr
faiz
Kapitalist ekonomide, artık değerin değişikliğe uğramış biçimi olarak paranın fiyatı, kiralanan paranın kira bedeli
faiz
İşletmek için bir yere ödünç verilen paraya karşılık alınan kâr, getiri, ürem, nema
fâiz
(Osmanlı Dönemi) ribâ