fırtınayı

listen to the pronunciation of fırtınayı
Turkish - English
weather the storm
To reach the end of a very difficult situation without too much harm or damage

Do you think you can weather the storm, or will you just sell your house now?.

endure the difficult situation, survive the hardship
fırtına
storm

The fury of the storm frightened the children. - Fırtınanın hiddeti çocukları korkuttu.

It was very stormy in the afternoon. - Öğlen hava çok fırtınalıydı.

fırtına
{i} gust

Losing his balance from a sudden gust of wind, the tightrope walker fell to his death. - Ani bir fırtınadan dengesini kaybettiği için, ip cambazı ölümüne düştü.

fırtına
hurricane

A storm turns into a hurricane when the wind speed goes over a hundred nineteen kilometers an hour. - Bir fırtına rüzgarın hızı saatte yüz on dokuz kilometreyi aştığında kasırgaya dönüşür.

Hurricanes are violent storms. - Kasırgalar şiddetli fırtınalardır.

fırtına
squall

Squalls are expected later tonight. - Bu gece daha sonra şiddetli fırtına bekleniyor.

fırtına
tempest
fırtına
gale

Please be careful of gales and large waves. - Lütfen fırtınalara ve yüksek dalgalara karşı dikkatli olun.

fırtına
windstorm
fırtına
turbulent
fırtına
weather

According to the weather forecast, a storm's coming. - Hava tahminine göre, bir fırtına geliyor.

I hope this stormy weather won't go on. - Bu fırtınalı havanın devam etmeyeceğini umuyorum.

fırtına
(Askeri) strong gale
fırtına
thunderstorm

Do you like thunderstorms? - Gök gürültülü fırtınaları sever misin?

The thunderstorm produced a lot of lightning. - Fırtına bir sürü yıldırım üretti.

fırtına
the storm
fırtına
terrible difficulty
fırtına
bewilderment
fırtına
snorter
fırtına
storm, tempest, gale
fırtına
firestorm

Even those in hospitals won't be saved from the coming meteor-caused firestorm! - Hatta bu hastaneler önümüzdeki meteor kaynaklı yangın fırtınasından kurtulmuş olmayacak!

Turkish - Turkish

Definition of fırtınayı in Turkish Turkish dictionary

Fırtına
(Adlar, İsimler) baybora
FIRTINA
(Osmanlı Dönemi) Şiddetli rüzgârla denizin dalgalanıp karışması
FIRTINA
(Osmanlı Dönemi) Rüzgârın çok şiddetli esmesi
Fırtına
bozbora
Fırtına
(Osmanlı Dönemi) HUSUM
Fırtına
(Osmanlı Dönemi) NEVCET
fırtına
Bu rüzgârın denizde veya kum çöllerinde yarattığı dalgalanma: "Dalgadan kimsenin eli tahlisiyeye değmeden bereket fırtına dindi."- B. Felek
fırtına
Güç atlatılan kötü durum: "Fırtınanın yaklaştığını anladığı hâlde anlamamış görünüyor, şarkısını mırıldanıyordu."- R. N. Güntekin
fırtına
Bu rüzgârın denizde veya kum çöllerinde yarattığı dalgalanma
fırtına
Yağmur ve kasırga getiren çok güçlü rüzgâr
fırtına
Güç atlatılan kötü durum
fırtına
Karşıt düşünce veya durumların yarattığı karışıklık, sıkıntı: "Kâmuran'ın ağlamasının kalbimde uyandırdığı fırtınaya kendim de şaşıyorum."- H. E. Adıvar
fırtına
Karşıt düşünce veya durumların yarattığı karışıklık; sıkıntı
fırtına
Saatteki hızı 70 mil olan rüzgâr