Orijinal qipao geniş ve boldu.
- The original qipao was wide and loose.
Bir alıcı piyasası malların bol olduğu, alıcıların çok çeşitli seçimlere sahip olduğu, ve fiyatların düşük olduğu bir piyasadır.
- A buyers' market is a market in which goods are plentiful, buyers have a wide range of choices, and prices are low.
Bu böcekler geniş bir alana yayıldılar.
- These insects are widely distributed.
Oturma odamda geniş pencereler var.
- My living room has wide windows.
Seçilmiş olanlar kapsamlı tıbbi ve psikolojik testlerle yüzleşmek zorunda kalacak.
- Those selected will have to face extensive medical and psychological tests.
Zarar çok geniş çaplıdır.
- The damage is too extensive.
Dr. Svensen konuyu öyle geniş bir şekilde araştırdı ki onun kaynakçası kitabının yarı ağırlığını oluşturuyor.
- Dr. Svensen researched the issue so extensively that his bibliography makes up half the weight of his book.
Onun adı yaygın olarak biliniyordu.
- His name was becoming widely known.
Depremden sonra yaygın bir panik vardı.
- There was widespread panic after the earthquake.
O kadar yoğun yandı ki çocukları onu artık tanımadı.
- She was burned so extensively that her children no longer recognized her.
Bölgede yoğun sağanak bekleniyor.
- Extensive rainfall is expected throughout the region.
Kapı sonuna kadar açıktı.
- The door was wide open.
Gözlerinizi ardına kadar açık tutun.
- Keep your eyes wide open!
Zarar çok geniş çaplıdır.
- The damage is too extensive.
İki öğrenci arasında fikirlerde büyük bir uçurum vardır.
- There is a wide gap in the opinions between the two students.
Henüz tamamen uyanık değilim.
- I'm not wide awake yet.
Tom bütün gece tamamen uyanık kaldı.
- Tom remained wide awake the whole night.
Hokkaido'daki deprem büyük hasara sebep oldu.
- The earthquake in Hokkaido caused extensive damage.
Sel köye büyük hasar verdi.
- The flood did the village extensive damage.
Tom gözlerini ardına kadar açtı.
- Tom opened his eyes wide.
Gözlerinizi ardına kadar açık tutun.
- Keep your eyes wide open!
He has read and traveled extensively.
He became more extensively involved than he intended.
He travelled far and wide.
... that originated in lndia but is used extensively in the Arab world. ...
... accident? Are there deep reasons? These are matters that are extensively debated. ...