exceedingly wicked; atrocious or outrageous

listen to the pronunciation of exceedingly wicked; atrocious or outrageous
English - Turkish

Definition of exceedingly wicked; atrocious or outrageous in English Turkish dictionary

enormous
{s} muazzam

Bu ufacık gelişmenin yanında suç işlenmesindeki muazzam artış, muhakkak göz önünde bulundurulmalıdır. - This slight improvement has to be set against an enormous increase in crime.

Sıradan insanlar muazzam bir güce sahip. - Ordinary people possess enormous power.

enormous
kocaman

Onun kocaman parmakları vardır. - He has enormous fingers.

Kocaman bir evde yalnız yaşıyor. - She lives alone in a house of enormous dimensions.

enormous
çok iri
enormous
devasa
enormous
{s} dağ gibi (Argo)
enormous
hudutsuz
enormous
hayvani
enormous
çok geniş
enormous
fil gibi
enormous
koskoca
enormous
çok büyük

Bir fil çok büyük bir hayvandır. - An elephant is an enormous animal.

Karısına çok büyük bir servet bıraktı. - He left his wife an enormous fortune.

enormous
iri

Kuzenlerim arasında, bilirsiniz, en iri göğüsleri olan bir kız var. - Among my cousins, you know, there's a girl with the most enormous breasts.

Filler iri bir hayvandır. - An elephant is an enormous animal.

enormous
(sıfat) büyük, azman, kocaman, koskocaman, dağ gibi, muazzam
enormous
{s} koskocaman
enormous
{s} büyük

Yeni bina çok büyüktür. - The new building is enormous.

O, çok büyük bir evde yaşar. - He lives in an enormous house.

enormous
enormouslyaşırı derecede
enormous
aşırı

Aşırı derecede eğlendim, inan bana. - I enjoyed myself enormously, believe me.

English - English
enormous