eninde sonunda

listen to the pronunciation of eninde sonunda
Turkish - English
In the end, at last, sooner or later, ultimately
At last, in the end, finally, eventually, at long last, at length
Ultimately, sooner or later, eventually
in the end, at last
ultimately

Who will ultimately decide? - Eninde sonunda kim karar verecek?

in the end, ultimately, finally
at last

The obstacles to our progress have been removed at last. - İlerlememize engel olan şeyler eninde sonunda kaldırıldı.

long run
in the long run
sooner or later
in the end
en sonunda
finally

We finally have you where we want you. - Biz en sonunda sana bizim seni istediğimiz yerde sahibiz.

Tom finally talked Mary into buying a new computer. - Tom en sonunda Mary'yi yeni bir bilgisayar alması için ikna etti.

en sonunda
ultimately
en sonunda
at last

At last, he realized his error. - En sonunda hatasını anladı.

The snow-flakes seemed larger and larger, at last they looked like great white fowls. - Kar taneleri, en sonunda büyük beyaz kuşlara benzeyene kadar büyüdü de büyüdü.

en sonunda
after all
en sonunda
eventually

The police eventually arrested Tom. - Polis en sonunda Tom'u yakaladı.

Fadil eventually converted to Islam. - Fadıl en sonunda İslam'a geçti.

en sonunda
(deyim) in the long run
en sonunda
in the end
en sonunda
broadly
en sonunda
at full length
en sonunda
at length
en sonunda
at last, at long last, finally, eventually, at length
en sonunda
at long last
eninde sonunda
Favorites