emergency vehicle

listen to the pronunciation of emergency vehicle
English - Turkish

Definition of emergency vehicle in English Turkish dictionary

ambulance
cankurtaran

Bir cankurtarana ihtiyacın var. - You need an ambulance.

Cankurtaranlar kırmızı ışıklarda durmak zorunda değiller ama genellikle yavaşlarlar. - Ambulances don't have to stop at red lights, but they usually slow down.

ambulance
ambulans

Derhal bir ambulans geldi. - An ambulance arrived immediately.

Yaralılar ambulanslarla en yakın hastaneye götürüldü. - The ambulances carried the injured to the nearest hospital.

ambulance
ambülans

Ambülansla hemen yakındaki hastaneye kaldırıldı. - He was rushed by ambulance to the nearby hospital.

ambulance
(Bilim, İlim) Cankurtaran, hasta nakil aracı
ambulance
(Tıp) Seyyar hastane
ambulance
ambulans gezici hastane
ambulance
{i} gezici hastane
ambulance
(Tıp) Hastane otomobili, can kurtaran, ambülans
ambulance
(Askeri) AMBULANS; HASTA TAŞIMA ARACI: Hasta ve yaralı insan ve hayvanları taşıyacak şekildeteçhiz edilmiş kara, hava ve deniz aracı
English - English
ambulance
emergency vehicle

    Hyphenation

    e·mer·gen·cy ve·hi·cle

    Turkish pronunciation

    îmırcınsi vihîkıl

    Pronunciation

    /əˈmərʤənsē ˈvēhəkəl/ /ɪˈmɜrʤənsiː ˈviːhɪkəl/
Favorites