Yazılım şirketi ekonomik durgunluk sürecinde büyük başarısızlığa uğradı.
- The software company collapsed during the recession.
Amerika'da kaldığı süredeki deneyimlerini bize anlatmaya başladı. Biz dikkat kesildik.
- He started to tell us his experiences during his stay in America. We were all ears.
My house is close to a bus stop.
- Evim otobüs durağına yakın.
A car stopped at the entrance.
- Girişte bir araba durdu.
Halt! Stay right where you are or I'll shoot!
- Dur! Olduğun yerde kal, yoksa vururum!
The car dove into the field and, after bumping along for a time, came to a halt.
- Araba tarlaya daldı ve bir süre sarsıldıktan sonra durma noktasına geldi.
When riding the escalator, please hold the handrail and stand inside the yellow line.
- Yürüyen merdivene binerken lütfen tırabzanı tut ve sarı çizginin içinde dur.
I wonder how Tom is holding up.
- Acaba Tom'un durumu nasıl?
These two are standing abreast.
- Bu ikisi yan yana duruyor.
I could scarcely stand on my feet.
- Ayaklarımın üzerinde güçlükle durabiliyordum.
Once the complaining starts, it never ends.
- Bir defa şikayet etmeye başladığında asla durmaz.
Let's wait for the rain to end!
- Yağmurun durmasını bekleyelim!
I'm worn out, because I've been standing all day.
- Bütün gün ayakta durduğum için yoruldum.
These two are standing abreast.
- Bu ikisi yan yana duruyor.
He stalled the engine three times.
- Üç kez motoru durdurdu.
A stalled car impedes traffic in the left lane.
- Durmuş bir araba sol şeritte trafiği engelliyor.
Tom didn't see the stop sign.
- Tom dur işaretini görmedi.
He didn't see the stop sign and almost hit the child crossing the street.
- O, dur işaretini görmedi ve neredeyse caddeyi geçen çocuğa vuracaktı.