disembowel

listen to the pronunciation of disembowel
English - Turkish
bağırsaklarını çıkarmak
karın deşmek
bağırsaklarını çıkar
{f} içini temizlemek
draw
{f} çekmek: He drew the tray of food closer to his plate. Yemek tepsisini tabağına doğru çekti
draw
çekmek sürüklemek
draw
çekmek (su)
draw
çekmek (para)
draw
çekmek (perdeyi)
draw
ilgisini çekmek
draw
{i} çekiş

O, onun bir resim çekişini izledi. - She watched him draw a picture.

draw
{f} kazanmak
draw
{i} çekim

Manyetik bir çekimle birbirlerine çekildiler. - They were drawn to each other by a magnetic attraction.

draw
çekmek

İlgiyi kendine çekmek istiyorsun. - You're drawing attention to yourself.

O onun dikkatini çekmek için kasten mendilini düşürdü. - She dropped her handkerchief on purpose to draw his attention.

draw
ilerlemek
especially, uk, past of disembowel
bağırsaklarını çıkarmak özellikle, uk, geçmişin
disembowelment
(Tıp) eviserasyon
disembowelment
bağırsaklarını çıkarma
draw
(fiil) resmetmek, çizmek, yazmak, karalamak; çekmek, fıçıdan çekmek; yaklaşmak; germek; teşvik etmek; almak, kazanmak; ikna etmek; sorguya çekmek; keşide etmek; düzenlemek, taslağını çizmek; silâh çekmek; demlemek; devam etmek; kura çekmek, kâğıt çekmek
draw
emmek ilham almak
draw
{f} (su) çekmek
draw
silah çekmek
draw
{f} demlemek
draw
{f} karalamak
draw
{f} keşide etmek
draw
{i} çekme, çekiş
draw
{i} (piyangoda) çekiliş; kura
English - English