deli gibi

listen to the pronunciation of deli gibi
Turkish - English
hysterically

Tom laughed hysterically for no reason. - Tom nedensizce deli gibi güldü.

mad

He is mad about music. - O, müziği deli gibi seviyor.

He acted like a madman. - O, bir deli gibi hareket etti.

rabidly
like crazy

Her dog started barking like crazy. - Onun köpeği deli gibi havlamaya başladı.

Tom ran like crazy to catch the last train. - Tom son trene yetişmek için deli gibi koştu.

madly, like anything, like crazy, like mad, to distraction
like mad
1. madly. 2. recklessly
like anything
madly

Tom fell madly in love with Mary. - Tom Mary'ye deli gibi âşık oldu.

I fell madly in love with him. - Ona deli gibi aşık oldum.

like hell
like anything, hell, blazes, mad, crazy
like a man possessed
like blazes
hellbent
amok
wild
deli gibi (hızlı)
(deyim) like crazy
deli gibi sevinmek
(deyim) be over the moon
deli gibi sevmek
(deyim) head over heels in love
deli gibi sevmek
be mad about
deli gibi âşık
infatuated
deli gibi gezinmek
dwale
deli gibi kaçmak
run like hell
deli gibi koşup bağırmak
run riot
deli gibi oraya buraya koşmak
tear about
deli gibi sevmek
love to distraction
deli gibi sevmek
to be mad about
deli gibi swing dansı yapmak
jitterbug
deli gibi yemek
guttle
deli gibi çalışmak
(Argo) work one's arse off
deli kızın çeyizi gibi
(deyim) higgledy-piggledy
deli güllabicisi gibi
like a patient and indulgent nurse
deli kızın çeyisi gibi
scattered all over
deli kızın çeyizi gibi
1. scattered all over. 2. poorly chosen (clothes, furnishings)
deli pösteki sayar gibi
struggling with a thankless and repetitious job
deli saraylı gibi
(woman) oddly decked out in gaudy clothes
kâlbi deli gibi attıran erkek
heartthrob
deli gibi
Favorites