dışarı çıkmak

listen to the pronunciation of dışarı çıkmak
Turkish - English
step out
go out

Would you like to go out to have a drink somewhere? - Bir yerde içki içmek için dışarı çıkmak ister misiniz?

I was obliged to go out yesterday. - Dün dışarı çıkmak zorunda kaldım.

protrude
to go out, to pop out
1. to go out. 2. to defecate
move out

Sami wanted to move out. - Sami dışarı çıkmak istiyordu.

(deyim) come out for
pop out
(Konuşma Dili) go for
step outside
climb out of
issue
pass out
dışarı çık
went out

Tom put his hat on and went outside. - Tom şapkasını giydi ve dışarı çıktı.

Which student went out? - Hangi öğrenci dışarı çıktı?

dışarı çık
gone out

You'll have to come back in a while: the man dealing with that business has just gone out. - Kısa bir süre içinde tekrar gelmek zorunda kalacaksın: o işle ilgilenen adam az önce dışarı çıktı.

Mother has just gone out shopping. - Anne az önce alışveriş için dışarı çıktı.

dışarı çık
walkout
dışarı çıkma
egression
dışarı çıkma
egress
dışarı çıkma
bounce out
sadetten dışarı çıkmak
to get off the subject, stray from the point
dışarı çıkmak
Favorites