Would you like to go out to have a drink somewhere?
- Bir yerde içki içmek için dışarı çıkmak ister misiniz?
I was obliged to go out yesterday.
- Dün dışarı çıkmak zorunda kaldım.
Sami wanted to move out.
- Sami dışarı çıkmak istiyordu.
Tom put his hat on and went outside.
- Tom şapkasını giydi ve dışarı çıktı.
Which student went out?
- Hangi öğrenci dışarı çıktı?
You'll have to come back in a while: the man dealing with that business has just gone out.
- Kısa bir süre içinde tekrar gelmek zorunda kalacaksın: o işle ilgilenen adam az önce dışarı çıktı.
Mother has just gone out shopping.
- Anne az önce alışveriş için dışarı çıktı.