Definition of citizen or resident of serbia (one of the republics of yugoslavia) in English Turkish dictionary
- Serbian
- Sırbistan'a ait
- Serbian
- Sırpça
Sırpçayı anlayabiliyorum ama konuşamıyorum.
-I can understand Serbian, but I can't speak it.
Onun ana dili Sırpçadır.
-She is a native speaker of Serbian.
- Serb
- {i} Sırbistanlı
- Serb
- {s} Sırbistan
Sırbistan'ın kalbi Kosova'dır!
-Kosovo is the heart of Serbia!
Kosova Sırbistan’ın bir iliydi.
-Kosovo was a province of Serbia.
- Serb
- {i} Sırp
Sırp trenleri korkunç bir şekilde yavaş...
-Serbian trains are terribly slow.
Arkadaşlarımız arasında Sırplar, Hırvatlar ve Müslümanlar var.
-Among our friends, there are Serbs and Croats and Muslims.
- Serb
- {i} Sırpça
Onun ana dili Sırpçadır.
-She is a native speaker of Serbian.
Sırpçayı anlayabiliyorum ama konuşamıyorum.
-I can understand Serbian, but I can't speak it.
- Serbian
- (isim) Sırpça
- Serbian
- {i} Sırp
Sırplar ve Brezilyalılar futbolu gerçekten çok severler.
-Serbians and Brazilians really like soccer.
Onun ana dili Sırpçadır.
-She is a native speaker of Serbian.
- Serbian
- {s} Sırbistan