Definition of chosen, selected, preferred in English Turkish dictionary
- elect
- seçimi kazanmış
- elect
- {f} seç
1860'ta Lincoln, ABD başkanlığına seçildi.
-In 1860, Lincoln was elected President of the United States.
Yuri Andropov 16 Haziran 1983 te Yüce Rusya'nın Başbakanlık Heyetinin başkanı seçilmişti.
-Yuri Andropov was elected Chairman of the Presidium of the Supreme Soviet on June 16, 1983.
- elect
- {f} görevlendirmek
- elected
- {f} seç
Yuri Andropov 16 Haziran 1983 te Yüce Rusya'nın Başbakanlık Heyetinin başkanı seçilmişti.
-Yuri Andropov was elected Chairman of the Presidium of the Supreme Soviet on June 16, 1983.
Dwight Eisenhower, 1952'de başkan olarak seçildi.
-Dwight Eisenhower was elected president in 1952.
- elected
- seçimle iş başına gelmiş
- elect
- oylayarak seçmek
- elect
- (önemli bir) karar vermek
- elect
- (Askeri) ELEMEK, SEÇMEK
- elected
- seçilmiş
- elect
- {f} seçmek
- elect
- seçkin kul
- elect
- seçilmiş
Bizler halkın seçilmiş temsilcileriyiz.
-We are the people's elected representatives.
Vatikan seçilmiş bir kral ile mutlak bir monarşidir.
-The Vatican is an absolute monarchy with an elected king.
- elect
- seçmek intihap etmek
- elect
- {f} atamak