Kitap rafında yalnızca kitaplar var.
- There are only books on the bookshelf.
Kitap rafımda okumadığım kitaplar var.
- There are books on my bookshelf that I haven't read.
Kitaplıkta İngilizce-Japonca bir sözlük var mı?
- Is there an English-Japanese dictionary on the bookshelf?
O ona bir kitaplık yaptı.
- He made her a bookshelf.