bir araya

listen to the pronunciation of bir araya
Turkish - English
a get together
bir araya getirmek
gather
bir araya gelmek
come together
bir araya gelmek
cluster
bir araya gelmek
get together

Bill and John like to get together once a month to chat. - Bill ve John sohbet etmek için ayda bir kez bir araya gelmekten hoşlanıyorlar.

Bill and John like to get together once a month to talk. - Bill ve John konuşmak için ayda bir kez bir araya gelmekten hoşlanıyorlar.

bir araya gelmek
Gather, get together, meet, assemble
bir araya gelme
aggregation
bir araya gelmek
(Hukuk) to meet
bir araya gelmek
keep together
bir araya gelmek
to come together, to get together, to gather (round), to congregate
bir araya gelmek
1. (for people) to come together (in the same place and at the same time). 2. (for events) to happen at the same time, coincide
bir araya gelmek
coalesce
bir araya getirme
fabrication
bir araya getirmek
agglomerate
bir araya getirmek
ligature
bir araya getirmek
to bring (people, things) together (in the same place and at the same time)
bir araya getirmek
knock together
bir araya getirmek
collect
bir araya getirmek
rake together
bir araya getirmek
band together
bir araya getirmek
piece together
bir araya getirmek
to amass, to gather sth, to gather sth (together/up), to gather sb/sth up
bir araya koyma
apposition
bir araya toplamak
huddle
bir araya toplamak
huddle together
bir araya toplamak
to round sb/sth up
bir araya toplanmak
huddle together
bir araya toplanmak
crowd together
bir araya getirmek
gather up
bir ara
some time or other
bir araya gelmek
forgather
bir ara
incidentally
bir ara
some time

He stayed there some time. - O, bir ara orada kaldı.

We'll meet some time soon. - Yakında bir ara buluşuruz.

bir araya gelmek
turn out
bir araya getirmek
raise
bir araya getirmek
concentrate
bir araya getirmek
make up
bir ara
sometime

I'll drop in on you sometime in the near future. - Ben yakın gelecekte bir ara sana uğrayacağım.

I'd like to come around to your house sometime. - Ben, bir ara evinize uğramak istiyorum.

bir araya gelmek
gather
bir araya gelmek
amass
bir araya gelmek
muster
bir araya gelmek
club together
bir araya gelmek
congregate
bir araya gelmek
mass
bir araya getirmek
aggregate
bir araya getirmek
rake up
bir araya getirmek
cluster
biraraya
together
bir ara
a) for a moment b) some time
bir ara
whenever
bir araya gelmek
rally
bir araya getirmek
brigade
bir araya getirmek
lump
bir araya getirmek
colligate
bir araya getirmek
rally
dalların bir araya gelmesiyle oluşan birlik
phylum
dokuz ayın çarşambası bir araya gelmek
(Konuşma Dili) (for a lot of pressing business) to come all at once
dünya bir araya
gelse even if everybody is opposed
iki sözü/lafı/lakırdıyı bir araya getirememek
to be unable to express ones
iki yakası bir araya gelmek
make both ends meet
iki yakası bir araya gelmemek
to be unable to make two ends meet
ortak görüşle bir araya gelen topluluk
camp
Turkish - Turkish
bir araya
Favorites