Turkish - English
Definition of belli belirsiz in Turkish English dictionary
- vaguely
That man looks vaguely familiar.
-Şu adam belli belirsiz tanıdık görünüyor.
That sounds vaguely familiar.
-Bu bana belli belirsiz tanıdık geliyor.
- slightly
- tenuous
- hardly visible
- faint, shadowy, indistinct
- indistinctly
- nebulously
- {s} faint
- {s} imperceptible
- shadowy
- {s} soft
- {s} slight
- {s} indistinct
- dreaming
- {s} nebulous
- {s} dreamy
- {s} insensible
- {s} tentative
- belli belirsiz bir şüphe
- a lurking suspicion
- belli belirsiz görünmek
- loom up
- belli belirsiz görünmek
- peer
- belli belirsiz görünmek
- loom
- belli belirsiz gülümseme
- a suspicion of a smile
- belli belirsiz olma
- nebulousness
- belli belirsiz şey
- suspicion
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of belli belirsiz in Turkish Turkish dictionary
- Zorlukla seçilerek, yarı bellisiz olarak, duyularak, çok az belli olarak
- Yarı belli
- ılgım salgım
- incecikten
belli belirsiz
Hyphenation
bel·li be·lir·sizPronunciation
Resimler
History
Favorites