akraba

listen to the pronunciation of akraba
Turkish - English
kin

You are no kin of mine. - Sen benim akrabam değilsin.

Pride tends to develop into hubris, which is close kin to madness. - Gurur, kibre dönme eğilimindedir; ki o da deliliğin yakın akrabasıdır.

relative

He embraced his relatives before he left. - O, ayrılmadan önce akrabalarının kucakladı.

Tom is a close relative of mine. - Tom benim yakın bir akrabam.

a relative; relatives
connection
related

The two men were not related. - İki adam akraba değildi.

Cats are related to tigers. - Kediler kaplanlarla akrabadırlar.

cousin

Apes are our cousins and primate relatives. - Maymunlar bizim kuzenlerimiz ve primat akrabalarımızdır.

folks
(Tıp) parent

In this group, there are my parents and my relatives. - Bu grupta anne babam ve akrabalarım var.

flesh and blood
related through the male side of the family
connexion; kinsman
relative, kin, kindred; cognate
akin to

A buffalo is akin to an ox. - Bufalo, öküzle akrabadır.

akin

A buffalo is akin to an ox. - Bufalo, öküzle akrabadır.

allied
family relation (especially a male); kinswoman
consanguine
connected

All of them are connected. - Onların hepsi akraba.

agnate
connate
cognate
female relative
kindred; agnatic
consanguineous
blood relation
relation

He is no relation to me. - O benimle akraba değil.

He broke relations with them. - O onlarla akrabalığını bozdu.

kindred
kith and kin
blood related
kinsfolk
flesh
{i} connexion
akraba olan
related
akraba diller
(Dilbilim) related languages
akraba erkek
kinsman
akraba evliliği
consanguineous marriage
akraba evliliği
cross-cousin marriage
akraba evliliği
kin marriage
akraba ile cinsel ilişki
incest
akraba kadın
kinswoman
akraba olan
kindred
akraba olmak
have kinship with
akraba olmak
be relative
akraba evliliği
intermarriage
akraba evliliği katsayısı
(Kanun) coefficient of inbreeding
akraba evliliği katsayısı
(Kanun) inbreeding coefficient
akraba evliliği sonucu olan
inbred
akraba ile evlenmek
intermarry
akraba katili
patricide
akraba katili
parricide
akraba katili ile ilgili
parricidal
akraba katli
patricide
akraba kurbanları
incest victims
akraba libidosu
(Pisikoloji, Ruhbilim) kinship libido
akraba olan
cognate
akraba olarak
consanguineously
akraba olmayan
unrelated
akraba seçimi
(Pisikoloji, Ruhbilim) kin selection
akraba çevresi
collateral kin
akrabalar
relatives

He is staying with his relatives. - O, akrabalarıyla birlikte kalıyor.

His relatives were convinced of his innocence. - Akrabaları onun masum olduğuna ikna edildi.

uzaktan akraba
distant relative
akrabalar
folk
akrabalar
family

My uncle’s whole family came to hear the storyteller, and even some of my aunt’s relatives from the neighboring housing on the other side of the hill. - Amcamın bütün ailesi hikaye anlatıcısını dinlemek için geldi ve tepenin diğer tarafındaki komşu konuttan halamın akrabalarından bazıları bile.

Tom's researched his family history and intends to send a detailed family tree to all of his relatives. - Tom aile geçmişini araştırdı ve tüm akrabalarına detaylı bir soy ağacı göndermek niyetinde.

yakın akraba
close relative
akrabalar
flesh and blood
akrabalar
relations
akrabalar
people
uzaktan akraba
shirttail relative
akrabalar
kinsfolk
akrabalar
kindred
akrabalar
relation
anne tarafından akraba
enate
baba tarafından akraba
agnatical
baba tarafından akraba
agnate
baba tarafından akraba olan
agnate
dost/akraba ile ye, iç, alışveriş etme
(Atasözü) Don't mix business with friendship
en yakın akraba
next of kin
evlenme yoluyle akraba
in-law
hısım akraba
kith and kin
hısım akraba
kinfolk, kith and kin
köylü akraba
country cousin
taşralı akraba
country cousin
uzak akraba
distant relative
uzaktan akraba
distant relation
yakın akraba
close relative, near relation
yakın akraba ile cinsel ilişki
incest
çekme (akraba)
throwback
Turkish - Turkish
(Osmanlı Dönemi) Aralarında soyca, nesebce yakınlık olanlar. Yakınlar
Biri, diğerinin doğurduğu sonuç veya olgular
Oluşma yönünden aynı kaynağa dayanan şeyler
Kan veya evlilik yoluyla birbirine bağlı olan kimseler, hısım: "Geceleyin, babam, amcam, akrabamız, hepsi istasyonda idiler."- Y. K. Beyatlı
Kan veya evlilik yoluyla birbirine bağlı olan kimseler, hısım
(Osmanlı Dönemi) AİLE
akraba evliliği
Akraba evliliği (tıp dilinde endogami evliliği ) Kan akrabalığı olan kişiler arasındaki evlenme, yakın akraba fertleri arasında evlenme
akraba diller
Aynı ana dilden gelen diller
akraba olmak
Evlilik yoluyla yakınlık kurmak
hısım akraba
Yakın ve uzak bütün akrabalar
uzak akraba
Yakınlığı, ilgi derecesi az olan akraba
yakın akraba
Birinci derecede yakınlığı olan akraba
akraba
Favorites