English - Turkish
Definition of about to happen, imminent in English Turkish dictionary
- upcoming
- yaklaşan
Okul kulüpleri yaklaşan okul yılı için yapmayı planladıkları kamu hizmeti projelerini açıkça ana hatlarıyla belirtmelidir.
-School clubs need to clearly outline the community service projects they plan to do for the upcoming school year.
Tom yaklaşan gezilerinde arabayı en fazla Mary'nin sürmesi gerektiği konusunda aynı fikirdedir.
-Tom agrees that Mary should do most of the driving on their upcoming trip.
- upcoming
- Gelen, gelecek olan, sırada olan
- upcoming
- {s} meydana gelmek üzere olan
- upcoming
- {s} olmak üzere olan
Related Terms
English - English
Definition of about to happen, imminent in English English dictionary
- {s} upcoming
about to happen, imminent
Hyphenation
a·bout to happen, im·mi·nentPronunciation
Resimler
Favorites