English - Turkish
Definition of a term used by fraternity members to refer to one another in English Turkish dictionary
- brother
- {i} kardeş
Küçük erkek kardeşim televizyon izliyor.
-My little brother is watching TV.
Erkek kardeşim, ben kadar büyük.
-My brother is as large as I.
- brother
- erkek kardeş
Küçük erkek kardeşim televizyon izliyor.
-My little brother is watching TV.
Erkek kardeşim, ben kadar büyük.
-My brother is as large as I.
- brother
- brotherlyerkek kardeşe özgü
- brother
- ağabeyce
- brother
- vay canına!
- brother
- brotherhoodkardeşlik
- brother
- ahi
- brother
- kayınbirader
O benim kız kardeşimin kocası. O benim kayınbiraderim.
-He's my sister's husband. He's my brother-in-law.
Kayınbiraderim geçen çarşamba vefat etti.
-My brother-in-law passed away last Wednesday.
- brother
- brotherin i enişte
- brother
- din kardeşi
- brother
- aynı türkümün erkek üyesi
- brother
- (fiil)y be, vay canına
- brother
- {i} dost
- brother
- birlik
Erkek kardeşinle birlikte okula gittim.
-I went to school with your brother.
Bugün Tom'un erkek kardeşiyle birlikte sinemaya gideceğim.
-Today I'll go to the cinema with Tom's brother.
- brother
- (isim) erkek kardeş, kardeş, birader, arkadaş, dost, tarikat üyesi
- brother
- {i} tarikat üyesi
- brother
- bacanak
- brother
- {i} erkek kardeş, birader
Related Terms
English - English
Definition of a term used by fraternity members to refer to one another in English English dictionary
- brother
a term used by fraternity members to refer to one another
Hyphenation
a term used by fra·ter·ni·ty members to refer to one an·oth·erTurkish pronunciation
ı tırm yuzd bay frıtırnıti membırz tı rıfır tı hwʌn ınʌdhırPronunciation
/ə ˈtərm ˈyo͞ozd ˈbī frəˈtərnətē ˈmembərz tə rəˈfər tə ˈhwən əˈnəᴛʜər/ /ə ˈtɜrm ˈjuːzd ˈbaɪ frəˈtɜrnətiː ˈmɛmbɜrz tə rəˈfɜr tə ˈhwʌn əˈnʌðɜr/
Resimler
Favorites