English - Turkish
Definition of a spring; a fountain in English Turkish dictionary
- surge
- kesinti,v.art: n.artma
- surge
- dalgalar halinde yayılma
- surge
- çalkalanma
- surge
- kaynamak
- surge
- dalgalar halinde yayılmak
- surge
- akın akın gitmek
- surge
- dalgalanmak
- surge
- dalgalanma
- surge
- {f} art
Büyük Buhran, suçta büyük bir artışa neden oldu.
-The Great Depression triggered a great surge in crime.
Gıda fiyatları arttı.
-Food prices have surged.
- surge
- yükselmek
- surge
- büyük dalga
- surge
- kesinti
- surge
- çok baş kıç vurmak akın etmek
- surge
- (isim) dev dalga, taşma, kabarma, dalgalanma, inip çıkma
- surge
- {f} dalga dalga ilerlemek
- surge
- {f} up (dalga) şiddetle yükselmek
- surge
- {i} taşma
- surge
- {i} kabarma
- surge
- birden kayıvermek
- surge
- (fiil) kabarmak, dalgalanmak, dalga dalga ilerlemek
Related Terms
English - English
Definition of a spring; a fountain in English English dictionary
- surge
a spring; a fountain
Hyphenation
a spring; a foun·tainPronunciation
Resimler
History
Favorites