English - Turkish
Definition of a salt deposit that animals regularly lick in English Turkish dictionary
- lick
- {f} yalamak
Bir sigara içenle öpüşmek bir kül tablasını yalamak gibi bir şeydir.
-Kissing a smoker is like licking an ashtray.
Hayat bir kaktüsten bal yalamak gibidir.
-Life is like licking honey off a cactus.
- lick
- (fiil) yalamak, dayak atmak, dövmek, yenmek, üstesinden gelmek, halletmek
- lick
- (of ile) az bir şey
- lick
- az bir miktar
- lick
- yalayıp yutmak
- lick
- yalama
Kesinlikle zemini yalamamalısın.
-You must absolutely not lick the floor.
Sigara içen bir kişiyi öpmek kül tablası yalamak gibidir.
-Kissing a person who smokes is like licking an ashtray.
- lick
- (İİ) kafasını karıştırmak
- lick
- şaşırtmak
- lick
- {f} k.dili. üstün gelmek, yenmek
- lick
- lick clean yalayıp temizlemek
- lick
- {i} tokat
- lick
- galip gelmek
- lick
- {f} alev gibi yalayıp geçmek
- lick
- {f} yenmek
- lick
- argo dayak atmak
- lick
- hayvanların yaladıklan tabii tuz
- lick
- yalanacak miktarda az şey
- lick
- argo üstün gelmek
- lick
- {i} bir parçacık
Related Terms
a salt deposit that animals regularly lick
Hyphenation
a SALT de·po·sit that animals re·gu·lar·ly lickTurkish pronunciation
ı sôlt dıpäzît dhıt änımılz regyılırli lîkPronunciation
/ə ˈsôlt dəˈpäzət ᴛʜət ˈanəməlz ˈregyələrlē ˈlək/ /ə ˈsɔːlt dəˈpɑːzɪt ðət ˈænəməlz ˈrɛɡjəlɜrliː ˈlɪk/
Resimler
History
Favorites