a passage, channel, guidance, direction

listen to the pronunciation of a passage, channel, guidance, direction
English - Turkish

Definition of a passage, channel, guidance, direction in English Turkish dictionary

duct
ductless gland tıb salgısını doğrudan kana veren iç salgı bezi
duct
dak
duct
suyolu
duct
{i} boru
duct
guddelerden salgıları akıtan arna
duct
oluk
duct
(botanik) damar
duct
özellikle guddelerden sıvı maddeleri nakleden kanal, bezlerin salgısını akıtan kanal
duct
tüp, mecra, kanal
duct
(Nükleer Bilimler) dehliz
duct
ductless mecrasız
duct
{i} kanal

Bana gözyaşı kanalımın tıkandığı söylenildi. - I was told my tear duct was blocked.

duct
{i} tüp
duct
özellikle guddelerden sıvı maddeleri nakleden kanal
duct
kanalsız
duct
(Tıp) Özellikle guddelerden sıvı maddeleri nakleden damar, bezlerin salgısını akıtan kanal, boru, ductus
English - English
{n} duct
a passage, channel, guidance, direction
Favorites