a particular episode of trying to follow or contact someone

listen to the pronunciation of a particular episode of trying to follow or contact someone
English - Turkish

Definition of a particular episode of trying to follow or contact someone in English Turkish dictionary

stalk
{f} sinsice izlemek

Facebook sayesinde, sinsice izlemek artık birkaç özverili hayranın kalesi değildir ama yoğun ev kadını için bile oldukça uygun bir yüksek otomasyonlu görevdir. - Thanks to Facebook, stalking is no longer the bastion of a few devoted enthusiasts, but a highly automated task convenient enough even for the busy housewife.

Linda Dan'i onu sinsice izlemekle suçladı. - Linda accused Dan of stalking her.

stalk
sap

Tom'un ihtiyacı olan son şey başka bir sapık. - The last thing Tom needs is another stalker.

Sami'nin sapığı hapiste. - Sami's stalker is in prison.

stalk
{f} ağır adımlarla yürümek
stalk
{i} yaprak sapı
stalk
(Tarım) anız
stalk
sak
stalk
yakalamak
stalk
{i} gövde
stalk
{f} sezdirmeden yaklaşıp yakala
stalk
{f} ava yaklaşır gibi yürümek
stalk
ağır adımlarla y
stalk
{i} (bitkiye ait) sap
stalk
{f} sezdirmeden (ava) yaklaşmak
stalk
{f} sarmak (hayaletler vb.)
stalk
{i} kadeh ayağı
stalk
(isim) sap, yaprak sapı, tüy sapı, kadeh ayağı, gizlice sokulma, azametli yürüyüş
stalk
{f} gizlice sokulmak
stalk
sarmak sezdirmeden izleyip avlamak
stalk
{i} azametli yürüyüş
English - English
stalk
a particular episode of trying to follow or contact someone

    Hyphenation

    a par·ti·cu·lar ep·i·sode of try·ing to fol·low or con·tact some·one

    Turkish pronunciation

    ı pırtîkyılır epısōd ıv trayng tı fälō ır käntäkt sʌmwʌn

    Pronunciation

    /ə pərˈtəkyələr ˈepəˌsōd əv ˈtrīɴɢ tə ˈfälō ər ˈkänˌtakt ˈsəmˌwən/ /ə pɜrˈtɪkjəlɜr ˈɛpəˌsoʊd əv ˈtraɪŋ tə ˈfɑːloʊ ɜr ˈkɑːnˌtækt ˈsʌmˌwʌn/
Favorites