Hey, duydun mu? Susan'ın fırında bir kurabiyesi var.
- Hey, did you hear? Susan has a bun in the oven.
Tavşan şeklinde bazı kurabiyeler yaptım.
- I made some bunny-shaped cookies.
Kaç tane hamburger ekmeği aldın.
- How many hamburger buns did you buy?
Mary saçını topuz yaptı.
- Mary did her hair in a bun.
O, saçını topuz yapar.
- She wears her hair in a bun.
Dün iki tane buğulanmış çörek satın aldım.
- Yesterday I bought two steamed buns.
Biz uyandığımızda büyükbabam kahvaltı için taze çörekler getirmişti.
- When we woke up, Grandfather had brought fresh buns for breakfast.
Tom kızına bir doldurulmuş tavşan verdi.
- Tom gave his daughter a stuffed bunny.
Paskalya tavşanına inanıyor musun?
- Do you believe in the Easter Bunny?