English - Turkish
Definition of a leaf or very thin sheet of metal; as, brass foil; tin foil; gold foil in English Turkish dictionary
- foil
- {i} folyo
Folyo ile pratik yapalım.
-Let's practice with the foil.
- foil
- {f} engellemek
Bu planlarımızı engellemekle tehdit ediyor.
-This threatens to foil our plans.
- foil
- set çekmek
- foil
- flöre
- foil
- metal yaprak
- foil
- işini bozmak
- foil
- yaldız kâğıdı
- foil
- engel olmak
- foil
- önlemek
- foil
- yaldız kağıdı
- foil
- (fiil) önlemek, engellemek, bozmak, itmek, folyo ile sarmak, folyo döşemek
- foil
- {f} folyo ile sarmak
- foil
- (isim) folyo, sır (ayna), kıyas edilen örnek, eskrim kılıcı, meç
- foil
- şaşırtmak
- foil
- {i} eskrim kılıcı
- foil
- (Nükleer Bilimler) foil
- foil
- {i} sır (ayna)
- foil
- {i} (altın, kalay v.b. madenleri döverek oluşturulan) varak, yaprak
- foil
- {i} alüminyum folyo, folyo
- foil
- avda avcıları saşırtmak
Related Terms
English - English
Definition of a leaf or very thin sheet of metal; as, brass foil; tin foil; gold foil in English English dictionary
- foil
a leaf or very thin sheet of metal; as, brass foil; tin foil; gold foil
Hyphenation
a Leaf or ve·ry thin sheet of metal; as, brass foil; tin foil; gold foilPronunciation
Resimler
Favorites